Saturday, April 26

19 Nisan DeVotchKa, Garajistanbul konseri

Geç kaldım ey okur, kızma bana!

Zor bir günün gecesi, koşar adımlarla garajistanbul'a gittik, radyo eksen anketörlerine bilgilerimizi verip ('wep dizayn'cıymışım ben, öğrendim) biraz oyalanıp içeri girdik. İlk görüşte güzel bir mekan garajistanbul, iç mimarisi birden çok ve/veya farklı noktalarda sahne kurulumuna müsait. Lakayt adımlarla önlere ilerleyip konseir beklemeye başladık. Grubun sahne alması için diğer konserlerdeki gibi kafadan 2 saat bekleyeceğimizi düşünürken çok geçmeden sahneye çıkıverdiler. Kısaca özetlemek gereirse bana kendimi dünyanın en işe yaramaz adamı gibi hissetmeme neden olan bir grup vardı sahnede. Her biri birden çok enstürmanda hünerlerini konuşturdu. Akordiyon, piyano ve keman'da Tom Hagerman son derece nerd görüntüsü ile ilk andan sempatimi kazandı. Kontrbass, sousaphone ve geri vokalde Jeanie Schroder güzelliği, şirinliği ve duruluğu ile göz kamaştırıyodu, bu kocaman enstürmanları başka kimse bu kadar şirin çalamaz sanırım, hele ki o korkun sousaphone'a yerlestirilmiş kırmızı çiçekler ve ışıklandırmaya bayıldım. Bateri, perküsyon, zil ve akordiyonda Shawn King konser boyunca suratındaki dünyanın en ensesi kalın adamı ifadesi ile sahnede apayrı bir sima idi, ama kesinlikle her türlü gitarlar, dünya dışı sesler enstürmanı thereminle Nick Urata en önde grubun dinamosyudu. Bir noktada "dostum Denver'lı demişsin ama bu adamın sesi alenen balkan kökenli" demek istedim.

Seyirci malesef konsere biraz tutuk başladı, belli ki büyük çoğunluk için DeVotchKa sadece Little Miss Sunshine soundtrackinden How It Ends'den ibaretti. Şarkıların karşı koulamaz neşesi ve güzelliği karşısında insanlar dansediyor alkışlıyordu ama bir türlü tam olarak kendilerini müziğe kaptıramıyordu, özellikle "orjinalinden güzel coverlar" listesinin ilk sıralarında yer alasıca Venus In Furs çaldığı zamanki tepkisizlik çok acıydı. Neyseki sonlara doğru ısı yükseldi, çok güzel bir biste bizleri son kez Such A Lovely Thing'le beraber selamladılar. O sırada manyaklar gibi dansettiğimiz için pek farkına varamadık aslında ama oldu öyle birşey. Gel gör ki seyirci geç olsa da açılmıştı bir kere ve ikinci bis'e çağırıldılar, bu sefer şarkının bitmesini bile beklemeden grup elemanları teker teker sahneden kaçmak durumunda kaldı :)

Özetle DeVotchKa, hak ettiği coşkuyu göremese de türk izleyicisine çok güzel bi gece yaşattı, bu noktada Garajistanbul ile ilgili bir iki kelam etmeden de geçemiyeceğim, en önde, kolonların tam çaprazında olmamıza karşı konserden sonra ne bir baş ağrısı ne kulak uğulutusu oluştu. Konser boyunca tüm sesleri ve enstürmanları teker teker dinleyebildik, ve kısa süreliğine bir havasızlık yaşansada havalandırma sistemi devreye girdikten sonra son derece keyifli ve ferah bir konser için gerekli tüm şartları sağlamış oldular. Buradan kendilerine bu kadar başarılı oldukları için ayrıca teşekkür etmek istiyorum, sırf bu sebepten garajistanbul'un programını takibe aldım.

No comments: