Saddam Hüseyin idam ediliyor
Saddam Hüseyin bugün idam edildi.
Muhtemelen haber bültenlerinde Amerika, İngiltere ve diğer sözüm ona "bağımsız haber ajanslarından" gelen görüntülerde Irak'ın çeşitli bölgelerinde kutlama ve protesto gösterilerini izlediniz ve aynı ülke, aynı halkın kendi içinde bu kadar uç tepkiler vermesinin ironikliğine entellektüel kişiliğinizle acı acı gülümsediniz. Aklınıza geçenlerde izlediğiniz The Road to Guantanamo film/belgeseli geldi, amerika'ya biraz sövdünüz. Küresel güvenlik, demokrasiden dem vurdunuz. Sonra Lord of War filmini hatırladınz, "nası olsa 'onlara' bişey olmayacak" dediniz ve Nicholas Cage'in kendisini tutuklayan ajana attığı o meşhur tiradı hayranlıkla hatırladınız. Sonra? Hayat sürüyor değil mi? İnsanlık gururumuza çakılan bir başka çivi sadece. Hem onlarla yaşamayı öğreneli uzun zaman oluyor.
Yanlışları ve doğrularıyla, bir suçlu da olsa bir 'insan' daha, amacı insanları, insan hayatını korumak olan yasaları uygulamakla hükümlü bir merci tarafından öldürüldü. Aynı yasalar bir başka insanı öldürmeyi suç kabul edip, o kişiyi cezalandırır, hatırlayınız. Şimdi siz daha üst bir yasanın bu çelişkiyi çözmesini, ne olursa olsun bir insan ya da bir grubun bir başka insanın yaşama hakkı üzerinde söz sahibi olmasını engelleyecek diye umuyorsunuz. Biri gelip demokrasiyi, adaleti uygulamalı.
Bu idamı, dünyaya "demokrasi ve barış dağıtan"(!) el(yahut o elin sırtını sıvazladığı bir başkası) gerçekleştirdi.
Diktatör Saddam Hüseyin, bugün beraberinde demokrasi, insan hakları ve uluslararası yasalar ile birlikte öldü.
Dünyacak ağlayalım sevinilecek halimize.
No comments:
Post a Comment